Köksav'dan Haberler

Sayı  Ana Sayfa     Yayın..........  


Kök Araştırmalar: Kök Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Dergisi
Sayı :

Cilt X , Sayı 1 (Bahar 2008)

Yayıncı : KÖKSAV
ISBN: 1302-292X
   
 
 
       
    Takdim: Takdim  
  M. Cihat Özönder
  X(1) Bahar/Spring 2008, 5-6

    Sayı Editörünün Takdimi  
  Mehmet Akif OKUR
  X(1) Bahar/Spring 2008, 7-8

    Uzun Ateşkesler Coğrafyasının Zor 10 Yılı: 1990’lardan 2000’lerin Başlarına Kadar Balkanlarda Yaşanan Kriz ve Çatışmalar / Hard Ten Years of the Long Cease-Fires' Geography: Balkan Crises and Conflicts, from 1990s to the beginning of the 2000  
  Mehmet Akif OKUR
  X(1) Bahar/Spring 2008, 9-32

Özet

Balkanlardaki aktüel gelişmelerin anlamlandırılmasına katkı sağlayacağı düşüncesiyle bu çalışmada, bölgede 90’lı yıllardan 2000’lerin başlarına kadar geçen zaman diliminde yaşanan önemli kriz ve çatışmalar ele alınmaktadır. Söz konusu dönemde bölgesel sonuçlarının yanı sıra küresel ölçekli birçok gelişmeye de doğrudan ya da dolaylı olarak etki eden belli başlı çatışmaları; Yugoslavya dağılırken çıkan savaşlar, Arnavutluk’ta 1997’de yaşanan kaos ile Kosova ve Makedonya krizleri oluştur-maktadır. Balkanlarda 1990’larda meydana gelen kriz ve çatışmalara toplu olarak bakıldığında Soğuk Savaş’ın sona erişinin en ‘sıcak’ sonuçlarının bu bölgede hissedildiği görülmektedir. Avrupa’nın hemen yanı başında ard arda patlak veren krizlerin büyük bir kısmı, Yugoslavya’nın dağılmasıyla meydana gelen istikrarsızlık atmosferiyle ilişkilidir. Yaşanan çatışmaları sonlandıran anlaşmaların hemen hepsi ise birer ‘ateşkes’ mahiyetindedirler. Bu dönemde sorunlar çözülememiş, ancak ertelenmişlerdir.

Anahtar Kelimeler: Balkanlar, Bosna Savaşı, Kosova, Arnavutluk Krizi, Makedonya Krizi

Abstract
In this study, significant crises and conflicts which were occurred in the Balkan peninsula between 90’s and the beginnings of the 2000’s are analyzed. In this period main crises and conflicts that were influenced both the regional geopolitics and global agenda are those: Disintegration of Yugoslavia and the subsequent wars, the crisis of Albania, Kosovo and Macedonia. When it is looked at those crises and conflicts collectively, it can be said that the hottest results of the Cold War’s end were felt in this region. Most of the crises which were erupted so close to Europe were related to instability atmosphere that were created by the disintegration of Yugoslavia. And, agreements that were ended the conflicts in this period are only “cease fires” which were not solved the problems completely but only postponed them.

Key Words: Balkans, Bosnian War, Kosovo, Crisis of Albania, Crisis of Macedonia

    Kosova ve Geçici Uluslar Arası Yönetimi İlişkisi: Vesayetten Fazla, İşgalden Az / The Relationship Between Interim International Administration and Kosovo: More Than Trusteeship, Less Than Invasion  
    Ümmühan Elçin ERTUĞRUL
  X(1) Bahar/Spring 2008, 33-45

Özet

Güvenlik Konseyi’nin 1244 sayılı kararı ile Kosova’da Geçici Uluslar arası Yönetim kurulmuştur. Uluslar arası yönetim, ülkede Yugoslav otoritelerinin yerine geçmiş ve  yasama yürütme ve yargı yetkilerini üstlenmiştir. Çalışmada, bu yetki kullanımı uluslar arası vesayet ve idari vesayet açılarından değerlendirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Kosova, UNMIK, Vesayet


Anahtar Kelimeler: Kosova, UNMIK, Vesayet

Abstract

Security Council Resolution 1244 of 10 June 1999 established Interim International Administration in Kosovo.  International Administration has replaced with the Yugoslavian authorities in the territory  and assumed legislative, executive and judicial powers. In  this paper, the Administrations’s use of power is analyzed both in terms of international trusteeship and  administrative trusteeship.

Key Words: Kosovo, UNMIK, Trusteeship

    1877–1878 Osmanlı Rus Savaşı ve Bu Savaşın İç Politikaya Yansımalar / 1877-1878 Ottoman-Russian War and its Reflections on Domestic Politics  
  Ahmet OĞUZ
  X(1) Bahar/Spring 2008, 47-64

Özet

Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş döneminde Balkanlara açılması nasıl kendisini güçlendirmişse, duraklama ve yıkılış sürecinin başlamasına da Balkanlar sebep olmuştur. Avrupa devletlerinin sanayi devrimiyle büyük bir gelişme kaydetmesi ve ardından sömürgeler elde ederek dünyaya yayılmaları Osmanlı açısından olumsuz olmuştur. Balkanlardaki gayri Müslim unsurların Fransız İhtilali’nin getirdiği prensipleri de arkalarına almaları Osmanlılar açısından olumsuz olmuştur. Bu olumsuzluğun pek çok etkeni olmasına rağmen, Osmanlıların 19. yüzyıl boyunca girdiği savaşlar ve alınan mağlubiyetler bunların en başında gelmektedir. Bu savaşların en yıkıcısı da 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı olmuştur. Rusya’nın sıcak denizlere inme politikasını devam ettirmesi ve Balkanlarda gelişen durumları lehine çevirmesi bu yıkıcı etkiyi daha da artırmıştır. Osmanlı İmparatorluğu bu etkileri azaltmak için değişik yollar denemiş, yenilik hareketlerine girişmiş, yönetim anlayışını değiştirmiş, ancak çıkan isyanlara engel olamamıştır. Bu değişikliklerin en çarpıcı olanı da Osmanlıcılık prensibine dayalı olarak biçimlendirilen Meşrutiyet olmuştur. Açılan Meclis-i Mebusan hemen hemen aynı anda cereyan eden Osmanlı-Rus savaşına gücü oranında müdahale etmiştir. Her ne kadar bu sonucu değiştiremese de kendisinin fesh edilmesinin de en büyük sebebi olmuştur.

Anahtar Kelimeler: Avrupa Devletleri, Fransız İhtilali, Balkanlar, Osmanlıcılık,     Meclis-i Mebusan

Abstract

Ottoman Empire strengthened itself by expanding towards Balkans during its foundation period, on the other hand developments in the Balkans caused the start of the recession and collapse period of the Otoman Empire. With the help of he industrial revolution European states achieved important developments and then spread the whole world by gathering colonies. This situation was against the interests of the Ottoman Empire. Non-Muslim people in the Balkans have been affected by the thoughts of the France revolution and Ottoman armies were defeated in the wars of the 19th century. The most destructive war among these was 1877-1878 Ottoman-Russian war. During this period, Russia which was seeking to reach warm seas and trying to change the balance of power in the Balkans in his favour increased pressure over Ottoman Empire even more. Ottoman Empire tried different solutions in order to decrease this pressure, did innovations, changed governing style, but could not avoid the rebellions. Ottomanism which was new idea, rescued the Ottoman Empire. Eventually Ottoman Empire announced Constitutional Monarchy and Meclis-i Mebusan was opened. Meclis-i Mebusan interfered with government issues sometimes. At the end, it was annulled owing to Ottoman-Russian War.

Key Words: European States, French Revolution, Balkans, Ottomanism, Meclis-i Mebusan

    İngiliz Büyükelçiliği Yıllık Raporlarında Türkiye’nin Dış İlişkileri (1946–1949) / Foreign Relations of Turkey According to British Annual Reports, 1946-1949  
  Mehmet Serhat YILMAZ
  X(1) Bahar/Spring 2008, 65-87

Özet

Türkiye’nin dış ilişkileri, iç politik gelişmeler ve Türk ekonomisi İngiliz Büyükelçiliği yılık raporlarındaki temel konulardır. Bu çalışmada 1946-1949 yılları arası dönemde raporlara göre Türkiye’nin dış ilişkileri incelenmiştir. Bu dönemdeki temel konular; Türkiye’nin Arap komşularıyla olan ilişkileri, Balkan ülkeleriyle olan ilişkiler özellikle Bulgaristan ve Yunanistan ile olan ilişkiler ve Kıbrıs, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği ile olan ilişkiler üzerinedir. Özellikle Truman Deklerasyonu ve Marshall Planı üzerinde durulan konu başlıkları olmuştur. İngiliz Büyükelçiliği yıllık raporlarında Türkiye’nin 1946-1949 yılları arasındaki dış ilişkilerinde en çok yer tutan ve takip edilen konu Türk-Sovyet ilişkileri ve Boğazlar meselesi olmuştur. 1946 yılı raporunda bu konuya geniş bir yer ayrılmıştır. Türk-Amerikan ve Türk-İngiliz ilişkilerinin gelişmesinde Sovyet tehdidi önemli bir faktör olmuştur. Raporlarda özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin Boğazlar konusunda gösterdiği yakın ilginin Türk Hükümeti ve Türk kamuoyunda sempatiyle karşılandığı ifade edilmiştir. Balkan ülkeleriyle olan ilişkiler daha çok Yunanistan ve Bulgaristan bağlamında ele alınmıştır. 1946’da Yunanistan ile Türkiye ilişkileri, Sovyet endişesinin iki ülkeyi birbirine yakınlaştırdığı şeklinde değerlendirilmiştir. Arap dünyası ile ilişkiler konusunda ise Türkiye daha temkinli olarak bu ilişkileri sürdürme gibi bir politikayı benimsemiştir.

Anahtar Kelimeler: Dış Politika, Türk-İngiliz İlişkileri, Montrö Sözleşmesi, Yıllık Raporlar

Abstract

The internal affairs, foreign policy and the economic relations of Turkey are the main topics on annual reports of English Embassy. In this study, it is tried to examine foreign affairs and policies of Turkey mentioned in reports between 1946-1949 years. According to British annual reports, main subjects of this period were Turkey’s relations with her Arab neighbors, Turkish-Greek relations and Cyprus problem, Turkish-Soviet relations and the revision problem on Montreux Convention, relations with the Balkan States, United States Government and United Kingdom; Truman Declaration, Marshall Plan and Council of Europe.

Key Words: Foreign Policy, Relations between Turkey and Britain, Montreux Convention, Annual Reports

    Başlangıçtan II. Meşrutiyet’e Osmanlı Devleti Tarafından Tıp Eğitimi için Avrupa’ya Gönderilenlerin Modern Türk Tıbbına Katkıları / The Contributions of the Students who were Sent to Europe for Medical Education to Turkish Medicine, From the Beginning to the Second Constitutional Monarchy  
  Mustafa GENÇOĞLU
  X(1) Bahar/Spring 2008, 89-115

Özet

Osmanlı’da yurtdışı öğrenime ilk olarak II. Mahmud döneminde başlanmış ve II. Meşrutiyet’e kadar diğer alanların yanında tıp eğitimi için de birçok kişi Avrupa’ya gönderilmiştir. Tıp eğitimine gidenlerin içinde küçümsenemeyecek oranda gayrimüslim yer almıştır. Yurtdışı tıp eğitiminde en fazla tercih edilen ülke Fransa olmuştur. Avrupa’da tıbbın çok farklı dallarında eğitim alan tıp öğrencisi ve hekimlerin hemen hepsi başarılı olarak eğitimlerini tamamlamışlardır. Yurda dönüşlerinde başta Mekteb-i Tıbbiye’nin öğretim kadrolarında olmak üzere çeşitli sağlık kurumlarında istihdam edilmişlerdir. Birçok yurtdışı tahsilli hekim, tıbbi ve diğer idari bürokraside üst mevkilere ulaşmıştır. Daha da önemlisi onlar, Avrupa’dan çağdaş tıp bilgisi ve teknolojisini ülkelerine taşımışlar ve böylece modern Türk tıbbının gelişimine önemli katkılarda bulunmuşlardır.

Anahtar Kelimeler: Yurtdışı Eğitim, Eğitim, Türk Tıbbı, Modernleşme, Osmanlı Devleti, Avrupa

Abstract

Education abroad in the Ottomans was begun firstly in the period of the Mahmud II and a lot of people were sent to Europe for the medical education as well as other fields till the Second Contitutional Monarchy. Among them there were non-Muslims in the important rate. France was the most preferred country in Europe for the medical education abroad. Most medicine students and phycians in the various branches accomplished their education in Europe. After returning home they were deployed first in the teaching staff of the School of Medicine (Mekteb-i Tıbbiye) and various health institutions. Lots of them reached upper positions in medical and administrative bureaucracy. More importantly, they transferred modern medical knowledge and technology from Europe and so they had important contributions on the development of the Turkish Medicine.

Key Words: Education abroad, Education, Turkish Medicine, Modernization, Ottoman State, Europe

    Osmanlı Bilim Anlayışında Değişim Başlangıcına Dair Bir Örnek: Salih Bin Nasrullah / An Example on the Beginning of the Change in the Ottoman Understanding of Science: Salih Bin Nasrullah  
  Ayten Koç AYDIN
  X(1) Bahar/Spring 2008, 117-132

Osmanlı İmparatorluğu’ndaki yenileşme hareketleri XVII. yüzyılda ortaya çıkar ve XVIII. yüzyılda da büyük bir ivme kazanır. Osmanlı tıbbında etkili olan sistemlerden biri Paracelsus tarafından kurulmuş olan iyatrokimya akımıdır. Paracelsus Rönesans’ın ve değişimin temsilcisi bir isimdir. XVII. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış olan Salih bin Nasrullah iyatrokimya akımını ve değişimi Osmanlı tıp dünyasına taşıyan kişi oldu.

Anahtar Kelimeler:
Salih Bin Nasrullah, Türk Tıbbı, Tıbb-ı Cedîd, Modernleşme, Rönesans.

Abstract

The change in the Ottoman understanding of science appeared in the seventeenth cuntury and gained strength in the following century. Iatrochemistry, founded by Paracelsus, was one of the medical system which was very effective on Ottoman medical men. Paracelsus represants Renaissance understanding. Salih b. Nasr al-Allah who lived in the second half of seventeenth century, was the physician who carried the influence of iatrochemistry and adapted it into the medicine world in the Ottomans.

Key Words: Salih Bin Nasrullah,  Turkish Medicine, New Medicine,  Modernization, Renaissance

    Cumhuriyet Dönemi Modernleşme Stratejisi Çerçevesinde Yabancı Uzman İstihdamı / The Employment of Foreign Specialist in the Context of Modernization during the early times of Turkish Republic  
  Seyfi YILDIRIM
  X(1) Bahar/Spring 2008, 133-162

Özet

Gelişme ihtiyacı ve çabası içerisinde olan ülkeler Osmanlı, Rusya ve Japonya örneğinde olduğu gibi genellikle yabancı uzman istihdam etmişlerdir. Yabancı uzmanlar uzun yıllar boyunca edindikleri bilgi birikimlerini istihdam edildikleri ülkelerde aktarmak üzere istihdam edilirler. Kısa vadeli olarak yabancı uzman istihdamının diğer bazı bilgi aktarma kanallarına göre avantajları bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemlerinde de çok sayıda yabancı uzman neredeyse bütün modernleşme alanlarında istihdam edilmişlerdir. Bu uzmanlar işçi, usta, teknisyen, mühendis, öğretim üyesi gibi meslek gruplarından oluşmaktadır. Bu uzmanlar bazı alanlarda kurucu bir rol oynamışlar ve Türkiye’nin modernleşmesinde çok önemli bir rol oynamışlardır. Özellikle Atatürk döneminde yoğunlaşan yabancı uzman istihdamının II. Dünya Savaşı sonrasında azaldığı belirtilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Yabancı uzmanlar, Sanayi, Tarım, Eğitim, Bankacılık, Madencilik 

Abstract

Foreign specialists have been employed in the history especially by the goverments which had a modernization project in the hand such as Ottoman Empire, Russia and Japan. It is generally expected from these specialists that they put into practice their professional skills abroad. Many of the foreign specialists like engineers, academicians, technicians and workers have been taken into service during the early times of Turkish republic. These specialists had a leading role in certain areas and played an important role in Turkish modernization.

Key Words: Foreign specialists, Industry, Agriculture, Education, Banking, Mining

 
 
    KÖK Araştırmalar Yayın İlkeleri  
    Yazarlar  
 
  

KÖK Araştırmalar: KÖK Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Dergisi
KÖKSAV

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haberleşme: KÖKSAV Gülseren Sok: 13/9 06570 Tandoğan Ankara

Tel: +90312 232 43 73
Faks: +90312 231 04 74
koksav@koksav.org.tr

 

   

Telif Hakkı © KÖK Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Vakfı . 2005 Ankara